Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî'nin Moğol casusu olduğu iddialarına ilişkin bir soruşturma
Dosyalar
Tarih
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Erişim Hakkı
Özet
Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî (v. 672/1273) Türkiye Selçuklu Devleti döneminde yaşamış bir büyük fakîh ve mutasavvıftır. Yaşadığı dönemden itibaren yüzyıllar boyunca nesilleri etkilemiş, berhayat olduğu dönem de dâhil olmak üzere hemen her asırda devlet adamlarını, büyük halk kitlelerini tesiri altına almıştır. Hakkında dağınık bir muhtevaya sahip olan Makâlât adlı eseri ve kuşkusuz başta Mevlânâ'nın eserleriyle Mevlevî kaynakları üzerinden kısıtlı bilgilere sahip olduğumuz Şems-i Tebrizî ile tanışana kadar "medrese hocalığı" yaptığını bildiğimiz ve bu hâliyle "klasik bir İslâm âlimi" profiline sahip olan Mevlânâ, Şems ile tanıştıktan sonra ruhî anlamda büyük bir değişim yaşamış, tâbir yerindeyse "Şems'ten önce" ve "Şems'ten sonra" denilebilecek bir karaktere sahip olmuştur. XIII. yüzyıl Türkiye'sinin öne çıkan âlim ve mutasavvıflarından biri olan Mevlânâ'nın tarihî kişiliği hakkında yapılan bazı çalışmalarda o, Anadolu'da Moğol propagandası yapan, Moğol iktidarını perçinlemenin yollarını arayan, aşağıda örneklerini göreceğimiz gibi, Moğolların casusluğunu yapan biri olarak gösterilmekte; gerektiğinde adam öldürten, servet yağmalatan, muarızlarına ağza alınmayacak şeyler söyleyen biri olarak resmedilmektedir. Söz konusu iddiaların sahiplerinin "kaynaklar"a sıklıkla atıf yapıyor olmaları bu iddiaların akademik mahfiller tarafından da "hakikat" olarak telakki edilmesine sebebiyet vermiştir. Biz burada, ilgili iddiaların gerçeklik değerini sorgulayacak, kaynaklardan yapılan alıntıların bir metodolojiye uygun olup olmadığını tartışacak; iddia sahiplerinin ilgili kaynaklar üzerinden meseleyi ele alış biçimlerini, atıf yapılan kaynaklarda söz konusu rivâyetlerin ne şekilde yer aldığını ele alarak değerlendireceğiz. Anahtar Kelimeler: Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, Türkiye Selçuklu Devleti, Şems-i Tebrizî, Moğollar.
Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî (v. 672/1273) is a great law scholar and sufi who lived during the Turkish Seljuk State. He has influenced the generations for centuries since the time he lived, and he has affected politicians and large masses of people in almost every century, including the period when he was alive. Mevlânâ, who we knew him as a madrasah teacher and he had a classical Islamic scholar profile, until he has met with Shams Tebrizî whose work Makâlât which we have insufficient resources about it. Undoubtedly, we have limited knowledge about Shams with Mevlânâ's works through Mevlevî resources. After he met Shams, he experienced a great change in spiritual sense, and he had a character that could be called "before Shams" and "after Shams". In some studies on Mevlana's historical personality, who was one of the Turkey's prominent scholars and Sufi's in XIII of Turkey, were depicted him that he was making Mongol propaganda in Anatolia and he was seeking ways to solidify Mongolian power. As we shall see examples below, he was shown as someone who worked as a spy for Mongols. Also he was depicted as someone who kills people when necessary, plundered wealth, said rivals things that should not be told. The fact that the owners of these allegations are as well as they frequently refer to the "sources", has begun to be considered as "truth" by the academical environments. Here, we will question the truth value of the relevant claims, discuss whether the quotations from the sources conform to a methodology and we will consider how the claimants deal with the issue through relevant sources. Keywords: Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, Turkish Seljuk State, Shams-i Tebrizî, Mongols.










