Cankurtaran Sandalı Etiğine Karşı Adil İnsan

dc.contributor.authorDurğun, Serpil
dc.date.accessioned2021-04-10T16:40:18Z
dc.date.available2021-04-10T16:40:18Z
dc.date.issued2018
dc.departmentMAUNen_US
dc.description.abstractDünya kaynaklarının ve kazanımlarının dağılımından tüm toplumların adil bir pay almaması, küresel boyutta çok büyük yoksulluk ve yoksunlukların yaşanmasını da beraberinde getirmektedir. Açlık, hastalık, yoksulluk nedeniyle ölümlerin çok fazla yaşandığı yoksul ve mazlum ülkelerin durumuna ilişkin önerilen çözümler, ülkelerin daima kendi çıkarları ve kendi dünya görüşleri ekseninde şekillendiğinden Batı ve Doğu ikiliğinin ötesine geçememekte, adaleti ve hakkaniyeti içermemektedir. Bunun en açık örneğini, ikincil ekolojik etikler içinde gösterilen ve Hume Çatalı olarak adlandırılan değer - olgu ayrımından yola çıkan Garrett Hardin’in cankurtaran sandalı etiğinde görmemiz mümkündür. Buna karşın, Schopenhauer’un duygudaşlığa dayanan ahlak anlayışı, bize tüm toplumların dayanışmasını mümkün ve hatta zorunlu kılan bir zemin sağlamaktadır. Bu çalışma, Schopenhauer’un duygudaşlık ahlakının aktörü olan adil insanını, cankurtaran sandalı etiğinin tam karşısında konumlandırarak, küresel boyutta çaresi bulunabilir/düzeltilebilir nitelikteki adaletsizlikleri bertaraf etme yönünde, insanlarda ortak bir insani tavır oluşturulmasını desteklemesi amacına yöneliktir.en_US
dc.description.abstractThe fact that all societies do not take a fair share of the distribution of the world’s resources and gains causes an experience of severe poverty and deprivation on the global extent. However, the solutions suggested as remedies of the situation of the poor and oppressed countries do not go beyond the duality of the West and the East since countries are in pursuit of their own interests shaped by their own conception of the world. Thus, such solutions lack justice and equity. It may be seen that the most obvious example of this in Garrett Hardin’s lifeboat ethics is demonstrated within the secondary ecological ethics. Notwithstanding, Schopenhauer's understanding of ethics that is based on empathy provides us with a ground that renders solidarity of all societies possible or even necessary.en_US
dc.identifier.endpage2819en_US
dc.identifier.issn2147-1185
dc.identifier.issn2147-1185
dc.identifier.issue4en_US
dc.identifier.startpage2797en_US
dc.identifier.trdizinid322586
dc.identifier.urihttps://app.trdizin.gov.tr/makale/TXpJeU5UZzJOZz09
dc.identifier.urihttps://hdl.handle.net/20.500.12639/2672
dc.identifier.volume7en_US
dc.indekslendigikaynakTR-Dizin
dc.institutionauthorDurğun, Serpil
dc.language.isotr
dc.relation.ispartofİnsan ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Dergisien_US
dc.relation.publicationcategoryMakale - Ulusal Hakemli Dergi - Kurum Öğretim Elemanıen_US
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccessen_US
dc.subjectİktisaten_US
dc.subjectTarihen_US
dc.subjectUluslararası İlişkileren_US
dc.subjectİşletmeen_US
dc.subjectFelsefeen_US
dc.subjectKamu Yönetimien_US
dc.subjectDin Bilimien_US
dc.titleCankurtaran Sandalı Etiğine Karşı Adil İnsanen_US
dc.title.alternativeFair Man vs. Lifeboat Ethicsen_US
dc.typeArticle

Dosyalar