Kur’ân’da Tevhid Akidesinin Sembolü Olarak İbrahim (as)
Dosyalar
Tarih
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Erişim Hakkı
Özet
Tevhid akidesi Kur’ân’ın ana karakteridir. Kur’ân’ın tamamı göz önünde bulundurulduğunda Tevhid akidesinden asla taviz verilmediği açıkça görülmektedir. Onun zıddı olan şirk inancı ve düşüncesi pek çok ayette ele alınmaktadır. Bir taraftan şirkin basitliği, bayağılığı ve Allah katında ne kadar büyük bir suç olduğu konuları eleştirilirken, diğer taraftan da bu inanç sisteminin peşinden gidenlerin işledikleri suçun büyüklüğü ve ahirette karşılaşacakları ceza söz konusu edilerek şirk inancı içinde olanlar uyarılmaktadır. Kur’an’da Hz. İbrahim’in tevhid akidesini insanlara benimsetme noktasında örnek gösterilmesi, oldukça etkili ve büyük önem taşımaktadır. Kur’ân’da tevhid akidesine gönülden inanmış insanlar arasında son derece üstün bir konumda gösterilen Hz. İbrahim (as), aynı zamanda Arap müşrikler ile Kur’ân’ın indirildiği dönemde civarda yaşayan ve Kur’ân tarafından Ehl-i Kitap olarak tanımlanan kadim vahiy takipçileri için de başlı başına bir örnek şahsiyet olarak takdim edilmiştir. Arap müşrikler açısından Hz. İbrahim’in örneklik teşkil etmesi, onların İbrahim’in inancı olan Hanîfliği sürdürdükleri ve ona bağlı olduklarını ileri sürmeleriyle ilişkilidir. Onların sürdürdüklerini sandıkları inanç, aslında ata kültüne bağlılıklarından başka bir anlam ifade etmemekteydi. Oysa Kur’ân, müşriklerin ataları olan İbrahim’i ve onun tevhid inancını gerçek anlamda tanımaları gerektiğini ortaya koyarak, onların içine düştükleri yanılgıyı belirtmek için kıyaslama yoluna gitmiştir. Ehl-i kitap nezdinde önem kazanan yönü de Hz. İbrahim’in, onların zihinlerinde kurguladıkları gibi kendi muharref dinlerine göre ve yanlış saplantılarıyla ve tahayyül ettikleri şekliyle bundan tamamen farklı biri olduğudur.










