Türkiye'de Yolsuzluk ve Ekolojik Ayak İzi Arasındaki İlişkinin İncelenmesi

Abstract

Çalışmada Türkiye’de 1995-2016 gözlem aralığında kamudaki yolsuzluğun çevre kirliliği üzerindeki etkileri ARDL sınır testi yaklaşımı ile incelenmiştir. Ekonomik büyümenin ekolojik ayak izi üzerindeki doğrusal etkilerinin yanı sıra olası parabolik ve kübik etkileri de incelenmiş, bu doğrultuda ekonomik büyüme ve ekolojik ayak izi arasındaki ilişki EKC hipotezi çerçevesinde test edilmiştir. Ayrıca dışa açıklık endeksi ve yolsuzluk endeksinin de çevre kirliliği üzerindeki etkileri araştırılmıştır. Kısa dönemde ekonomik büyüme ile çevre kirliliği arasında N-şeklinde bir ilişki tespit edilmiş; dışa açıklık endeksinin ekolojik ayak izi üzerinde negatif etkiye sahip olduğu ve yolsuzluğun ise çevre kirliliğini artırdığı sonucuna ulaşılmıştır. Uzun dönemde ekonomik büyüme ile çevre kirliliği arasında ters N-şeklinde ilişki tespit edilmiş; dışa açıklık endeksi ve yolsuzluk değişkenlerinin katsayısının istatistiki olarak anlamsız olduğu sonucuna varılmıştır.In this study, the effect of the corruption in the public sector on environmental pollution is examined in Turkey during 1995-2016 by applying ARDL bounds testing approach. In addition to the linear effects of economic growth on the ecological footprint, possible parabolic and cubic effects are also examined, and the relationship between economic growth and ecological footprint is tested in the framework of the EKC hypothesis. In addition, the effects of trade openness index and corruption index on environmental pollution are investigated. In the short term, the N-shaped relationship has been detected between economic growth and environmental pollution. It is concluded that the trade openness index has a negative effect on the ecological footprint and corruption increases environmental pollution. In the long term, the inverse N-shaped relationship has been found between economic growth and environmental pollution. It is concluded that the coefficient of trade openness index and corruption are statistically insignificant.