Aristoteles Retoriğinde Kullanılan Kanıtlamaların Bilgi Değeri
Tarih
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Erişim Hakkı
Özet
Muhatabı inandırma amacına yönelik olarak retorik, sadece konuşma bece-risi ile ikna edici argümanları keşfetme yetisi olarak tanımlanır. Bu şekliyle reto-rik, inandırıcı olmak adına söz hakkı elde etme ya da sözün gücünü elinde bu-lundurma sanatı olarak görülür. Öyle ki bir ifade, ya kendiliğinden açıktır ya da benzer başka ifadelerle kanıtlanır göründüğü için inandırıcıdır. Her iki duru-munda inandırdığı birileri mutlaka vardır. O yüzden her iki durum da inandırı-cıdır. İlkinde ifade, kendiliğinden açık olması sebebiyle başka bir ispata gerek duymaksızın inandırıcıdır. Diğerinde ise ifadenin, akla uygun başka açıklamalar-la ya da akıl yürütmelerle desteklenmesiyle, inandırıcılığı sağlanır. Ancak burada şöyle bir sorun ortaya çıkar: inandırmak veya inandırıcı konuşmak bize hakikati verir mi? Bu sorun çerçevesinde bu çalışmadaki temel amacımız, Aristoteles retoriğinin inandırmak maksadıyla ortaya koyduğu kanıtlamalarının gerçeği mi yoksa olası gerçeği mi verdiği sorunsalına açıklık kazandırmaktır.
The rhetoric, which is to convince the purpose, is defined as the abil-ity to discover convincing arguments simply by speaking skills. In this way, rhetoric is seen as the art of having the right to speak or to hold the power of the word in order to be believable. Now, that which is persuasive is persuasive in reference to someone, and is persuasive and convincing either at once and in and by itself, or because it appears to be proved by propositions that are con-vincing. At first, the statement is convincing without any other reason because it is self-explanatory. On the other hand, the statement is convincing to make any other plausible explanation or reasoning. But here a problem arises: Is it the truth to convince or speak convincingly? The aim of the study, within the framework of this problem, is to clarify the question of whether demonstra-tions of Aristotle's rhetoric, which he put forward to convince, is the truth or the possible truth.










